Hayal Kurmanın Psikolojik Açılımı
Sanal gerçeklik dediğimiz şey aslında nedir?
Neden hayal ürünü olan kavramlara bu kadar ilgi duyarız?
Hayal nedir?
Zihinde tasarlanan, canlandırılan ve gerçekleşmesi özlenen şey, imge, hülya. Belli belirsiz görülen şey, gölge. Görüntü, imge, aydınlatılan bir perde arkasında deri veya kartondan yapılmış, hareket edebilen resimler ve bunlarla oynatılan oyun gibi. Hayal kurmak birçok insanın gerçekleştirdiği, düşünceleri ve duygusal süreçleri kapsayan karmaşık bir süreçtir. Hayallerin bu kadar ilgimizi çekmesinin bir sebebi de karmaşıklıktır.
Soyut bir kavram olması ve beyni tasarlamaya yorduğu için ilgimizi çeker. Bireyler gerçekleşmesini istedikleri arzuları ile ilgili hayaller kurabilir, gelecekleri hakkında amaçladıkları durumu veya olayı bu karmaşık süreç dahilinde hayallerinde canlandırabilirler. Kişiler gelecekte olmasını çok istediği olayların hayalini kurarak hedefe ulaşmak için kendilerini motive edebilirler. Hayaller kişinin kendisini cesaretlendirerek arzusuna adım adım yaklaşmasına yardımcı olabilmektedir. Bu sebepten dolayı da cezbedicidir.
Hayal gücü nedir?
Hayal gücü, imajinasyon veya imgelem zihinsel görüntüler oluşturabilme veya birinin zihninin içinde kendiliğinden görüntüler üretebilme yetisidir.
Gerek deneyimlere anlam vermeye gerekse bilgiyi anlamaya katkıda bulunur; insanların dünyaya anlam verebilmelerine olanak sağlayan önemli bir yetenektir ve öğrenme sürecinde (işleminde) önemli bir rol oynar.
Maladaptive daydreaming (uyumsuz hayal kurma) nedir?
Uyumsuz hayal kurma, önemli derecede psikolojik sıkıntıya neden olan, gündelik işlevleri etkileyen ve gün içinde çok uzun süre hayal kurmayla karakterize olan bir durum olarak açıklanabilir. Uyumsuz hayal kurma anlamına gelen Maladaptive Daydreaming, aşırı hayal kurmak olarak da bilinir. Hayallerin kontrolden çıkması insanı hayattan uzaklaştırıp sürekli şekilde hayal kurmaya neden olan bir psikiyatrik durumdur. Aslında metaverse dediğimiz sanal gerçeklik kavramı da bu şekilde ortaya çıkmıştır. Bireylerin fazla hayal kurması yoluyla oluşan yeni bir dünya.
Kişi halihazırda bulunduğu durumdan memnun değil ise kendisine yeni bir dünya yaratmak ister. Bu aslında içinde bulunduğu gerçekliği reddetmektir, hayal dünyasında yaşamayı ve orada kalmayı tercih etmektir.
Maladaptive daydreaming neden ortaya çıkar?
Sebebi tam olarak bilinmese de bireyin yaşadığı kötü olayların, yaşadığı yalnızlık hissinin bir dışavurumu olarak düşünülmektedir. Uyumsuz hayal kurma durumuna sıklıkla dikkat eksikliği, depresyon, anksiyete bozukluğu, sosyal kaygı gibi psikolojik rahatsızlıklar eşlik eder. Kişi halihazırda bulunduğu durumdan memnun değil ise kendisine yeni bir dünya yaratmak ister. Bu aslında içinde bulunduğu gerçekliği reddetmektir, hayal dünyasında yaşamayı ve orada kalmayı tercih etmektir.
Maladaptive daydreaming kimlerde görülür?
Uyum sorunları yaşayan hayalperestler hayatlarının bir döneminde bazı travmalara maruz kalmış olabilirler. Bipolar, obsesif kompulsif bozukluk (okb) veya otizm spekturum olan bireyler uyumsuz hayal kurmaya meyillidirler. Dikkat eksikliği, depresyon, anksiyete gibi psikolojik rahatsızlık yaşayanlarda da uyumsuz hayal kurma görülmektedir.
Uyumsuz hayal kuran bireyler yukarıda bahsedilen rahatsızlıklara sahip olmak zorunda değildir. Bazı kişiler bu rahatsızlıkları yaşamamış/yaşamıyor olmalarına rağmen hayat koşulları doğrultusunda uyumsuz hayal kurma eğiliminde olabilmektedir.
Maladaptive daydreaming’in normal hayallerden farkı nedir?
Kurulan hayaller film senaryosuna benzer bir kurguya sahiptir. Hayallerdeki kişiler bazen hayali karakterler olurken bazen de kişinin hayatındaki, çevresindeki insanlar olabilir. Kişi gündelik hayatında duyduğu veya okuduğu bir cümle, bir kelime ya da hissettiği bir duygu ile hayal dünyasına hemen kapılabilir. Hayallerine çeşitli jest ve mimikler bazen de yürüme ve konuşma eşlik eder.
Hayal kurduğunun farkında olmasına rağmen gerçek hayatına dönmek de zorluk yaşayabilir. Hayal kurarken geçirdikleri vakit arttıkça buna engel olmak istese de engel olamamaya başlar. Kişilerin hayal kurmaya yönelik karşı koyulamaz bir istekleri vardır. Bireyler hayal dünyalarında kendilerini çok iyi hissetseler de hayal kurarken yapmaları gereken işleri erteledikleri, yapamadıkları için sonrasında pişmanlık hissi ve kaygı problemi yaşayabilirler.
Uyumsuz Hayal Kuruyorsanız Nasıl Anlarsınız?
Uyumsuz hayal kuran insanların birden fazla etkenle belirtilerini gösterdiği gözlenmekte olup bu etkenlerin hepsi her insanda görülmemekte ve aynı şekilde sseyretmemektedir. Ortak belirtiler ise şunlardır:
- Kendi karakterleriyle hikâye benzeri özellikleri ile canlı hayaller
- Gerçek hayattaki olayların tetiklediği hayaller
- Günlük yapılması gereken görevleri tamamlayamama
- Gece uyumakta zorluk çekme
- Hayal kurmaya devam etmek için arzu duyma
- Hayal kurarken aynı hareketleri tekrar etme
- Hayal kurarken yüz ifadeleri, jest mimik yapma
- Hayal kurarken fısıldama ve konuşma
Uzun süre boyunca hayal kurma (saatlerce) gibi belirtiler gözlenmektedir
İnsanlar sanal dünya (metaverse) kavramına neden meraklıdır?
İnsanlar, günlük yaşamın sıkıcılığından ve monoton hayat tarzından zevk almadıkları için sanal dünya ortaya çıkmıştır. Kişi kendisini o dünyada gerçekte olduğundan bambaşka bir şekilde yansıtabilir. Olduğundan daha güzel, zeki, başarılı, zengin ya da fakir ya da neye merakı varsa o yönde gösterebilir. Bu şekilde de o hayatı yaşıyormuş gibi davranabilir.
Daha az efor daha çok konfor sağlayabilir. Sanal paralarda bu şekilde popüler olmaya başlamıştır. Daha az emek vererek daha zengin olma düşüncesi de insanları sanal dünyaya itmektedir. Kişi evde oturarak bütün dünyayı gezebilir ve sanki gerçekmiş gibi bunu yaşayabilir. Bu şekilde içinde bulunduğu durumdan tamamen kopup uzaklaşabilir. İnsanlar günlük işlerini robotlara yaptırıp, hiç kıpırdamadan tüm günlerini geçirebilirler.
Sağlıklı olan sanal dünya ve gerçek dünyayı dengede tutmaktır. Teknolojinin ve yapay zekanın yarattığı konfor göz ardı edilemez, fakat sanal dünyaya uyum sağlarken gerçeklikten de kopulmaması gerekmektedir.
Peki, sanal dünyanın zararları nelerdir?
Zaman geçtikçe insanlarda derealizasyon yani gerçeklikten kopma durumuna sebep olabilir. Kişi artık gerçek hayatında yaşayamaz, barınamaz hale gelebilir. Gerçek dünyasındaki kavramlara ya da kişilere yabancılaşabilir. Bu da kişide daha fazla anksiyete, depresyon ve agorafobi (kişinin güvende olduğu ortamdan ayrılamaması) yaratabilir.