Gelecekten Gelen Dahilerin Eserleri ,Kova Çağı Park Ve Bahçeleri
Park kelimesi, bir çok insanın aklında aynı anlamı uyandırır. Eminim ki sizlere de tanıdık yayılmış ağaçların altında gölgelenip ,çimlerin içinde sert zemin alanlı yürüyüş yollarına sahip, ahşap pergoleler altında piknik yapılan, çocuk oyun parklarını da içinde bulunduran klasik kent parkı hayal ettiriyor.
Gelin bu sayıda bakış açımızı değiştirecek farklı parklardan bahsedelim.
Bazı şehirlerde parklar seçkin konumlar statüsüne sahiptir. Yöresine özel o bölgeye ait olduğu özdeşleşen nadir bitkilerden oluşan koleksiyonları vardır. Modern peyzaj sanatındaki gerçek atılım ziyaretçilerini büyüleyen, alışılmışın dışında farklı temasıyla dikkat çeken parklar ve bahçelerdir. Bu sayıda sizlere dünya üzerinde yapılmış sıradışı parklardan söz edeceğim. Eğer seyahatlerinizde bu ülkelere giderseniz mutlaka bu rotaları da görülecekler listenize eklemelisiniz. Sizde en az benim kadar keyif alarak okuyacaksınız.
Keukenhof Park, Hollanda
Hollanda’nın Lisse kentinde bulunan Keukenhof Botanik Parkının tarihi 15. yüzyıla dayanıyor. 32 hektarlık alana yayılmış bu park, adını 1400 yılında Jacoba Van Beiren’in yaşadığı Teylingen Kalesi’nin mutfağına sebze ve meyve sağlamak amacıyla yaptırdığı, anlamı mutfak bahçesi olan ‘keukenhof’ kelimesinden alıyor.
Onlarca Hollandalı uzman çiçek yetiştiricileri ve satıcılarının çalıştığı 1950 yılında halkın ziyaretine açılan parkta yüzlerce çeşit çiçek ve bir ormanı andıracak kadar ağaç bolluğu bulunuyor. Adeta bir doğa ve turizm cenneti olan bu park aynı zamanda dünyanın en çok fotoğraf çekilen parklarından da birisi. Sebebi ise aynı anda yaklaşık 7 milyon lalenin açtığı rengarenk muhteşem görüntü.
Bunlarla birlikte parka devasa yapay su kanalları ve havuzları, Hollanda’nın simgelerinden birisi olan eski yel değirmenleri, sergi salonları, hediyelik eşya reyonları, restoranlar ve tahta ayakkabı maketleri eşlik ediyor.
Parkın içerisinde sebze koparıp pişirebileceğiniz aşçılık bahçesi, egzersiz aktiviteleri yapabilmeniz için açık alanlara sahip sağlık bahçesi, eski ve atık malzemelerden oluşturulmuş dekoratif eşyaların bulunduğu geri dönüşüm bahçesi ve orman havasını doyasıya içinize çekebileceğiniz arı bahçesi gibi özel bölümler oluşturulmuş.
Kozmik Spekülasyon Bahçesi, İskoçya
Dünyadaki en sıradışı parklardan bir tanesi, İskoç şehri Dumfries'de bulunur. Burada, peyzaj tasarımcısı Maggie Keswick Jencks'ın girişimiyle, muhteşem Kozmik Spekülasyon Bahçesi oluşturuldu. Küçük bir arazinin bölgesini eşsiz parka dönüştürme fikri 1988'de geldi. Bugün ziyaretçiler, dünyanın yaratılışının çeşitli aşamalarını gösteren ve evrenin küçük bir modelini temsil eden en inanılmaz peyzaj tasarımlarını görebilirler. Parkın ana dekorasyonundan biri, 25 açıklıktan oluşan zikzak merdivenidir. Her adım, evrenin evrimsel gelişiminin belirli bir aşamasını temsil eder.
Park içindeki heykellerin birçoğu spiral bir şekle sahiptir, benzersiz bir şekli sadece DNA’ nın yapısını anımlamakla kalmaz, aynı zamanda evrenin birçok önemli olgusunu ve biçimini hatırlatır. Bahçeyi dolaşarak, kara delikleri sembolize eden alışılmadık çiçek kompozisyonlarını fark edeceksiniz.
Ayrıca, evrendeki süreçlerle bağlantılı olarak, Fibonacci dizilerinin şaşırtıcı modeli ve birçok geometrik şekli görebilirsiniz. Bahçede bir sürü sır gizlidir. Gizlenen köşelerinden ve turistik yerlerden bir kısmına erişmek için ziyaretçilerin karmaşık bulmaca ve matematik problemlerini çözmeleri gerekiyor.
Garden By the Bay Singapur
Singapur’un i̇klim değişikliği için aldığı önlem, ağaç kabuğunun olması gerektiği yerdeki düz saçaklar ve yeşilliklerle başka bir gezegene aitmiş gibi görünen “süper ağaçlar”, singapur’un merkez bölgesinde inşa edilen, yeryüzündeki ağaçların özelliklerini taklit eden mini santrallerdir. 2012 Yılında inşa edilen 18 süper ağaç’tan 7 tanesinde güneş ışığını enerjiye dönüştüren güneş panelleri bulunuyor. ‘Gardens by the bay – körfez bahçeleri’ olarak adlandırılan alan, enerji tasarrufu sağlayan yeşil alanın sadece bir bölümü. Dünyadaki en büyük iklim kontrollü projelerden biri olan gardens by the bay, bahçe konseptinde tasarlanmış parklar, restoranlar ve etkinlik alanlarından oluşuyor. Hem yatay hem de dikey bahçelere sahip bu fütüristik proje, 101 hektarlık bir alanı kapsıyor. Bay south, Bay East ve Bay Central adlı üç ayrı bahçeden oluşan park, ,Wilkinson Eyre ve Grant Associates tarafından tasarlandı.
Proje, bahçecilik ve bahçe sanatını ön plana çıkarıyor. Küresel bağlamda, şehrin standartlarını yükseltmek için tasarlanan proje, singapur’un “bahçedeki şehir” vizyonunun ayrılmaz bir parçası haline geliyor.İçerisinde, dünyanın her yerinden ve farklı iklimlerinden bitki ve ağaçlar yer alıyor. Singapur’un Marina Bay’deki yeni şehir merkezinde, ıslah edilmiş arazi üzerine inşa edilen park, yerel ve uluslararası ziyaretçilere alışılagelmişin dışında bir deneyim sunuyor. Yaya ve bisiklet rotası oluşturularak panoramik bir yol tasarlanıyor.
Park Güell, Ispanya
Barselona, dünyaca ünlü Park Guell ile övünebilir. Sadece muhteşem manzaralar için değil aynı zamanda mimari süslemeler için de harika olan şehir bahçesidir. Parkın açılışı 20. yüzyılın başlarında gerçekleşti. Başlangıçta, 60 ev inşa edilmesi planlandı. Ancak sadece iki bina inşa edildi. 1906’dan 1926’ya kadar olan dönemde Antonio Gaudi bunlardan birinde yaşadı. Bugün, bu önemli binalarda dünyaca ünlü mimarın hayatına ve eserine adamış bir müze var. Şu anda bahçe alanı 17 hektarı aşıyor.
Antonio Gaudi kendisi mimari ve peyzaj parkı dekorasyonlarını yarattı. Bazı heykeller ve süslemeler hakkında inanılmaz hikayeler anlatılabilir. Yani, parkta oturmuş bir kişinin vücudunun konturlarını izleyen olağandışı kavisli bir tezgah bulabilirsiniz. Gaudi, bu tezgah tasarlamak için işçilerden birinin katılaşmamış beton tezgahına oturmasını istedi. Dolayısıyla mimar sırtın bükülmesini ölçtü.
Parktaki konuklar, beton yapıların ve heykellerin çoğunun renkli fayanslar ve cam parçaları ile süslenmiş olduğunu fark edecektir. Bu zahmetli işin meyvesini oluşturan parkın ana sembollerinden biri, mozaikli bir semender. 1984 yılında Park Guell, UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yazılmıştır.
High Line Park, Amerika
Manhattan’ın en ilginç tarafı High Line parkıdır. Son zamanlarda, on yıldan fazla süredir yıkılmış terk edilmiş demiryolu viyadüğünde açılmıştır. Şimdi, sadece o bölgede yetişen canlı bitkilerle çevrili ve güzel dükkanlar vardır. Büyük teraslar, çevredeki sokakların güzel panoramik manzaralarını sunmaktadır. Tribün uzunluğu 2.33 kilometreyi buluyor.
Açılışından bu yana, High Line Parkı yerliler ve turistler arasında çok popüler.. Birçok kişi için park, güneşli bir günde bir bankta oturmak için ve koşu için favori bir yer haline geldi. Üst geçit yüksekliği 10 metredir. Dolayısıyla park çevresindeki manzarayı hayranlıkla izlemek için mükemmel bir ortam sağlar. Parkın iyi donanımlı olması, engellilerin High Line Park’tan çok ziyaret edebilmeleri için merdiven ve özel asansörlerle birkaç girişe sahiptir.
Manhattan’ın aşağı batı bölgesindeki Chelsea semtinde bulunan High Line’a yaklaştığınızda dikkatinizi çeken ilk şey, bu parkın yapıldığı malzeme oluyor. Bir zamanlar yük vagonlarının güzergahı olan yükseltilmiş bir ray sistemini ayakta tutan ve en azından uzaktan bakıldığında bir harabeye benzeyen beton, ağır, siyah çelik bir yapı…
1980 yılından beri kapatıdığı dönemden beri bu hat üzerinde çimen, ot, çiçek ve ağaçlardan oluşan kendine has bir ekolojik sistem oluştu.. 1999 yılında ise High Line’nin Arkadaşları adlı bir sivil toplum kuruluşu, High Line bölgesini yeniden restore edip yerden yükseltilmiş yeşillendirilmiş bir park alanını kamuoyunun hizmetine sunmak amacıyla oluşturuldu.
Dubai Miracle Garden
İçerisinde milyonlarca çiçeğin bulunduğu, adeta bir çiçek sergisi havasında dünyanın en büyük çiçek bahçesi Dubai Miracle Garden (Mucize Bahçe) günlük yaklaşık 400 işçi çalışarak inşa edilmiş ve 2013 tarihinde ziyarete açılmıştır.
Dev bir eğlence alanı olarak planlanan devasa bir alana sahip bu bahçe Dubailand’ın gözbebeği haline gelmiştir. Başlangıçta 45 milyon, günümüzde ise 50 milyon kadar çiçek çeşidiyle 109 milyondan fazla çiçek bulunan 72 bin metrekarelik bahçe, bakmalara doyamayacağınız eşsiz bir manzara sunmaktadır. Bahçenin en şaşırtıcı yönlerinden birisi ziyaretçilerin her ziyaretlerinde farklı bir deneyim yaşamalarını sağlamak için her mevsim çiçek tasarımlarının değiştirilmesidir. Bu çiçeklerin bakımı günlük 757,082 litre suyla damlama sulama yöntemi ile arıtılmış atık suyun yeniden kullanılmasıyla sağlanmaktadır. Parkın içerisinde bulunan çiçeklerle donatılmış saat, kuşların uğrak noktası olan kuş evleri, çiçeklerle örülü mini havuzlar, altından geçebileceğiniz çiçeklerden oluşturulmuş kemerler, aromatik bahçe, eski arabalar, evler ve kubbeler gibi birçok çiçekli yapı, parkı daha büyüleyici bir hale getirmiştir. Girişinde 3 boyutlu devasa kelebekler olan yuvarlak formlu 1800 metrekarelik alana sahip kelebek bahçesi aynı zamanda dünyanın en büyük kapalı kelebek bahçesidir. Bünyesinde 26 farklı türden en az 15.000 adet kelebek bulundurmaktadır. Emirates Airbus A380 Bu dikkat çekici tasarım 180 günde 200 işçi tarafından ortaya çıkarılmıştır. Ayrıca 2016 yılında uçak ‘En Büyük Çiçek Yerleştirme’ için Guinnes Rekorlar kitabında yerini almıştır.
2018 yılında ‘En Uzun Budama Heykeli’ ödülünü alan 18 metrekarelik Mickey Mouse heykeli 100.000’den fazla bitki ve çiçeklerden meydana gelmiştir.
Dubai’de çölün ortasına tasarlanmış olan bu bahçe popüler turist mekanlarından birisi olmuştur.
Atlanta Botanik Bahçesi Bitki Heykelleri
Günümüzün en popüler ve dikkat çeken peyzaj unsurlarından biri ”yaşayan heykel”dir. Peki bu nedir yaşayan heykel ve nasıl yapılır? Bu heykeller, galvaniz boru iskeleti üzerindeki galvaniz tel ile örgüler yapılarak bitkinin yetiştirme ortamının oluşturulmasıyla yapılır. Heykeller üzerinde kullanılan bitki çeşidi, heykelin yerleştirileceği ortamın coğrafyasına göre seçilir.
Peyzaj ve sanatın birleşimiyle oluşturulan bu dala “mosai culture” denilmektedir. Mozaikültür ”bir motif veya fotoğraftan, özenle seçilmiş ve budanmış canlı bitkiler kullanılarak heykel oluşturma sanatı” olarak tanımlanmaktadır.
Atlanta Botanik Bahçesi, 1976 yılında kurulmuştur. Şehrin en ünlü alanlarından biridir. 30 dönümlük araziye sahip olan bahçede, nadir çiçek türlerinin bulunduğu gündüz ayrı, gece ayrı keyifli gezi yapabileceğiniz alanlar bulunmaktadır. Bu bahçenin en önemli ve dikkat çekici ögesi ise içinde bulunan dev Yaşayan Heykel Sergisidir. Ziyaretçilerin ilgi odağı olan bu sergide her yıl yaklaşık 200.000 adet bitki sergilenmektedir. Mozaikültür ustalarının biçimlendirdiği bitkiden heykelleri görenler hayran kalıyor.
Tamamlandığında figürün görünümüne dönüşen formun iskeletini oluşturan çelik konstrüksiyonla bağlantılı olarak dikilip büyütülen ve yetiştikten sonra şekilli olarak budanan bitkilerle yapılan birbirinden ilginç canlı heykeller sanata ve doğaya bambaşka bir boyut katıyor.
Ashikaga Çiçek Park, Japonya
Eşsiz güzellikteki mor salkımların donattığı Ashikaga Çiçek Parkı Japonya’nın Tochigi eyaletindeki Honsu Adası’nın kalbinde bulunmaktadır. Yaklaşık 8,2 hektarlık büyük bir alana sahip bu park 1800’lü yıllarda yapılmıştır. Bu parkın en dikkat çekici ve büyüleyici özelliği Japonların ‘fuji’ kelimesi ile tanımladıkları, gündüz ayrı gece ayrı bir manzara sunan 1870 yıllarında dikilmiş ve 2000 m2 kadar büyük bir alanı kaplayan Japonya’nın en yaşlı ve en büyük mor salkım ağaçlarıdır.
Ashikaga Parkında mor salkımların eşsiz güzelliklerinin yanı sıra dikkat çeken bir başka özellik ise ‘8 Çiçek Mevsimi’ olarak adlandırılan her ay farklı renk ve güzellikler sunan çiçekleridir. Amaç turistlere parkı ziyaret ettikleri farklı aylarda farklı manzaralar sunmaktır.
Baharın gelmesiyle birlikte parkta sizleri adeta bir görsel şölen sunan birbirinden farklı renkleri ve narin görüntüleriyle 20.000 adet lale karşılamaktadır. Bahar Çiçek Festivali’nin üçüncü ve son güzelliği ise Japon kültüründe büyük bir öneme sahip olup Japonya’nın ulusal simgelerinden birisi olan Japonca da Sakura zensen olarak adlandırılan kiraz çiçekleridir.
Latincesi prunus serrulata olan bu süs kirazı ağacın özelliği sadece çiçek açma özelliğinin olmasıdır.
Yani adının aksine ağaç meyve vermemektedir.
Bu ağacın farklı bir özelliği ise tatlı toz pembe renkteki çiçeklerinin yavaş yavaş açılması fakat açıldıktan sonra da bir anda dökülmesidir.
Japonlara göre Kiraz Çiçeklerinin yavaş yavaş açılması hayatın başlangıcı ve baharı temsil etmektedir. Çiçeklerin solmadan, taze bir şekilde ve aniden dökülmesi ise hayat devam ederken ölümün aniden gelebileceği anlamını taşımaktadır. Japonya da kutsal sayılan sakura ağacının çiçek açmaya başladığı dönemlerde olmak koşuluyla iki hafta süren festivallerle kutlanmaktadır.